Ülkemde çok garip gelişmeler var.
Aslında bunların bir kısmı daha önce yaşanmıştı.
Defalarca tezgâhlanan oyunlarla insanlarımızı farklı zenginliklerden gelen, yetişen değerlerin tekrar katledilmesi yeni siyasi cinayetlerin başlaması ihtimalini sorgulamamıza neden oluyor.
Çünkü seçimin yaklaşması bir önceki seçimlerde bombaların patlaması ve bunu istemeyen geniş bir kesimin bu iktidardan kurtulma isteği yöneten tek adam rejimini ve ortaklarını rahatsız ediyor.
Kendisini yetiştiren, başta anne, baba olmak üzere ülkesine layık bir evlat olmak isteyenler okudular ve çağdaş düşünceyi benimsediler. Daha sonra da, ülkenin sorunlarını çözmek için gecelerini gündüzlerine katarak Anadolu gençlerinin Cumhuriyetle birlikte elde etiği fırsatı; bilimle, fenle, sağlıkla, sporla, eğitimle, iktisatla, Tıpla, Mühendislikle, Araştırmacı, Yazar, Gazeteci, olarak mezun olup uluslararası bir değere ulaştılar.
Kalemlerinden, kitaplarından, gazetelerinden ve düşüncelerinde başka hiçbir şeyleri yoktu. Ama düşünürlerin bu sahip oldukları tarih boyunca zalim ve dikta heveslilerin uykusunu kaçırmış, her zaman korku salmıştır. Böyle de oldu bu değerlerimiz maalesef tek tek toprağa düştüler. Milliyetçi, Devrimci, Sosyalist, Dindar, Gazeteci, Siyasetçi, Eğitimci, Yazar Düşünür Akademisyen olan ama hepsinin ortak değeri kendilerine bu fırsatı yaratan Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duymak ve ona her zaman hakkını teslim etmek olmuştur.
Son toprağa düşen Akademisyenimiz Doç. Dr. Sinan ATEŞ hiç görmediğim tanımadığı fikirlerimizin tamamen farklı olduğu ama çaba mücadele azim ve duruşuyla hatırlayacağım.
Ama hayatım boyunca aklımdan çıkmayan ve hasta yatağımda yatarken belki çocukları için hazırladığı bir sene sonu sürprizi yâda cuma namazından sonra eve döndüğünde onu kapıda karşılayacak olan iki kızının babalarını uğurlarken yürekleri dağlayan feryatlarını hiçbir zaman unutmayacağım.
Ve ant içerim ki onlar benim manevi kızlarım olarak dinmeyecek beyin sancılarım arasında yer alacaktır.
Kim bilir belki baba kız manevi duygularla babasının vereceklerinin hiç birini veremem. Ama onlar bizim ulusun kızları olarak yükselecektir.
Ve M. Kemal Atatürk’ün en çok sevdiği türküyü onlara armağan ediyorum. Bu Babaları Doç. Dr. Sinan Ateş’i çok gururlandıracaktır. Çünkü Elimde Olmadan ateşler içinde ben mırıldanıyorum.
MANASTIRIN ORTASINDA
Var bir havuz
Canım havuz
Bu yurdun kızları hepsi de yavuz
Biz çalar oynarız
Manastırın ortasında
Var bir çeşme
Canım çeşme
Bu yurdun kızları hepsi de seçme
Biz çalar oynarız
Manastırın ortasında
Var bir pınar
Canım pınar
Bu yurdun kızları hepsi de çınar
Biz çalar oynarız.
Katilere inat bütün kızlarımız babalarının ve öğretmenlerinin değerlerine sahip çıkarak onlara çağdaş bir ülkenin kurulmasına engel olamayacaklarını türküler bilim sanat ve sosyal yaşamın her alanında başarılar kaydederek onların yüzüne şamar indire indire göstereceklerdir.
Ve toprağa düşe aydınlarımızın sadece bir kısmın aklıma gelenleri onları hatırlamak hatırlatmak ve unutturmamak için sizlerle paylaşıyor saygılar sunuyorum.
Tüm aydınlarımızın, toprağı bol, ruhu şad olsun.
Kalın sağlıcakla…
1.Yazar ONAR KUTLAR 11 OCAK 1995