Mersin Üniversitesi Onkoloji Bölümü’nün 2. katında, 70 numaralı odada bir adam yatıyor. O bir zamanlar cinayet dosyalarının peşinden yılmadan giden, karanlığı aralayıp gerçeği ortaya çıkaran bir polis memuru… Emre Aksoydan.
Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Cinayet Masası’ndan emekli oldu. Ardında çözülen dosyalar, kurtarılan hayatlar ve adaletin yerini bulmasına katkılar bıraktı. Ama bugün, o kahraman yalnız… 8 aydır kanserle mücadele ediyor. Ve maalesef ki, birlikte çalıştığı birçok meslektaşı onu bir kez bile ziyaret etmedi.
Emre Aksoydan, eşiyle baş başa, bir hastane odasında yaşam savaşı verirken, insanın en derin yalnızlığını yaşıyor. Yıllarca verdiği hizmet, döktüğü alın teri adeta unutulmuş gibi. Ama umut hâlâ tükenmiş değil…
Dünkü haberimizin ardından, Mersin İl Emniyet Müdürü Kamil Karabörk duruma kayıtsız kalmadı. Hemen harekete geçti. “O bizim kardeşimiz, omuz omuza görev yaptığımız bir neferimiz” diyerek tüm imkânları seferber etti. Ve bize şu sözü bir kez daha hatırlattı:
“Bir polis asla yalnız kalmaz!”
Sayın Karabörk’ün bu tutumu yalnızca bir yönetici tavrı değil, gerçek bir vicdan çağrısıdır. Bu ülkenin hâlâ kalbiyle karar veren yöneticileri olduğunu görmek, bizlere umut veriyor.
Emre Aksoydan’a sahip çıkan Karabörk, tüm teşkilata ve kamuoyuna seslendi:
“Vefa, sadece sözde kalmamalı. Vefalı olmak, gönülde yer bırakmaktır.”
Bu çağrı, sadece Emniyet Teşkilatı’na değil, hepimize. Çünkü bir hastane odasında yalnız bırakılan bir kahraman, aslında toplumsal vicdanın aynasıdır.
Yıllarca aynı karakolda mesai yaptığınız, aynı çatının altında ter döktüğünüz bir arkadaşınız şimdi ölümle cebelleşiyor. Yanına gitmeyecek kadar mı meşgulsünüz? Yoksa kalpten mi uzaklaştınız?
Bu yazı, sadece Kamil Karabörk’e teşekkür değil, bir toplumsal yüzleşme çağrısıdır. Çünkü:
Bugün Emre Aksoydan orada yalnızsa, bu yalnızca bir sağlık krizi değil, toplumsal bir ayıptır. Ama bu ayıbı örten bir isim var: Kamil Karabörk. Sayın Müdürümüz, siz bu ülkeye sadece güvenlik değil, onur ve değer de kazandırıyorsunuz.
Kimse bir hastane odasında unutulmayı hak etmez. Vefa, sadakat, merhamet… Bunlar bizi insan yapan değerlerdir. Bugün Emre Aksoydan’a uzatılacak bir el, aslında kendi vicdanımıza uzattığımız bir eldir. Geç olmadan, hatırlayın…
Emre Aksoydan’ın hastalığını bilip de ziyaret etmeyenler şunu bilsin: Bu zor günlerde ona sahip çıkmamak, aslında hepimizin birlik ruhunu ne kadar yitirdiğinin göstergesidir. Sanki hiç hasta olmayacakmışız gibi davranmak, bu ülkeye ve teşkilatımıza katkı sağlamaz. Gerçek dayanışma, böyle zamanlarda kendini gösterir.