Komşularımız ile daha evvelde sığınmacı akınına uğramıştık, on binlerce peşmerge sınırlarımıza akın ederek Saddam dan kaçarak ülkemize sığınmıştı .Ancak hiçbirisini kamplardan çıkarmadan, yedirip içirip ülkelerine geri yollamıştık. Hafızalarımızda Halepçe katliamı olarak kalmıştı bu olaylar .İran ile Irak 7 sene savaş yaptı ,hiç kimse ülkemize sığınmadı ve kendi savaşlarını yaparak ve yenişemeden savaşı bitirdiler.
Ancak Suriye nin dağılışından sonra gelişen olaylar bambaşka seyretti. Beşer Esad ile mutlu mutlu görüşmeler yapılırken, günlük tren seferleri düzenlenip ülkeler arası geziler yapılırken ,başkanlarımız ailece görüşürken, ne oldu da birden düşmanlık başladı, suriye bölünmeye başladı. Hafız Esad’ın yıllarca pkk örgütünü bakaa vadisinde besleyip kolladığını asla unutmadık, oğluyla iyi komşu ilişkilerimiz olsun istedik ama maalesef düşman hale geldik ve terör örgütlerini destekleyen babası gibi o da bize düşman oldu. Türk ordusu her zaman güçlüdür, suriye ve Irak topraklarına girip en büyük manevraları yapacak kabiliyettedir .Ancak suriye de esad zulmünden kaçan milyonlar en yakın sığınma yeri bizim sınırımız olunca, apar topar sınırımıza biriktiler.İşte tam o zaman bir düzen dahilinde toplama kamplarına alacağımız suriyeli sığınmacıları kamplarda tutamadık ve yurdumuzun her yerine dağıldılar.
Bugün ülkemizin her yerinde Suriyelilerle vatandaşlarımız arasında sürekli tartışmalar olduğu herkesçe bilinmektedir .Bizim örf ve adetlerimize uymuyorlar, kavga çıkarıyorlar ,heryerde çıbanbaşı olarak ortaya çıkıyorlar .Kendi halinde meslek sahibi, bilgili, kültürlü ve akademik olanları avrupa ülkeleri alırken ,bizlere maalesef çöp toplayan fakir fukara ve huysuzlar geldi. Resmi kanallara göre gelen sığınmacıların sayısı 5 milyon olsa da, görünen 7 milyondan fazla adam var ortada.
Memleketlerindeki örf ve adetlerini ülkemizde de uygulamaya çalışırken olay yaratıyorlar,heryere,her parka,her mesire yerine giderken,toplumun olduğu yerlerde nargile içmeye,gürültü çıkarmaya,kavga etmeye meyilliler.Kural tanımıyorlar,kiraladıkları ev ve işyerlerine para ödememek ve çıkmamak için kavga çıkarıyorlar,bunlar hep kayıt altında güvenlik kuvvetlerimizde ve basında yer alıyor.Devletimiz bunlara uyum sağlatmak ve entegrasyon sağlamak için suriyeli çocukları bizim öğrencilerimiz ile aynı sınıflara bile derse aldı ama maalesef düzelen bir şey yok.Hükümetimiz yıllardır sabırla bunları geldikleri yere göndermek istiyor ama sanırım netice yok.Bunların ardından Ukraynalılar ve savaştan kaçan ruslar da gelince kentimiz panayır gibi oldu.Ev ve işyeri kiraları astronomik fiyatlara yükseldi.En son depremzedelerden de gelen 375.000 kişi ile kent perişan vaziyette,boş bir ahır bile bulmak mümkün değil.Yollarımız gelen araçları kaldıracak durumda değil,park yerleri dolu,çocuk parklarımız depremden korkan yüksek binalardaki insanlarla ,çadırlarla dolu.Belediyelerimiz var gücüyle,sosyal dairelerimiz elinden geldiğince çalışıyor ama nafile.
Tek çözüm SURİYELİ SIĞINMACILARIN MİSAFİRLİKLERİ BİTİRİLSİN,ÜLKELERİNE GERİ DÖNSÜNLER,HER TAŞ YERİNE OTURUR,KİRALAR DÜŞER,MÜLKLER BOŞALIR,KENDİLERİDE ÜLKELERİNDE RAHATA KAVUŞURLAR.ALLAH DEVLETİMİZE VE HÜKÜMETİMİZE ZEVAL VERMESİN,HİÇBİR ÜLKE BU KADAR YÜKÜ KALDIRAMAZ,HELE 11 İLİ VURAN BU ŞİDDETLİ DEPREMDEN SONRA HALA AYAKTAYSAK ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN.
ABDULLAH KENDİR
KÖŞE YAZARI
EĞİTİM KOÇU
EĞİTİM YÖNETİCİSİ
