Dünya mirasımız olan yaban hayat canlılarını korumak her bireyin görevi olmalı. Kirlenen doğanın yok olan canlıların, alternatifi olmadığını unutmayalım. Oysa her geçen gün yeryüzündeki binlerce canlı yok olmakta. Yalnızca bizim bölgemiz olan Mersin’e baktığımızda dahi Silifke Göksu Deltası Kuş Cenneti’nde yaşamlarını sürdüren kuş türleri bitki türleri, sürüngenler, Akdeniz fokları, Caretta caretta deniz kaplumbağaları Şişe Burnu Yunus Balıkları gibi birçok türün yaşamlarının yok olduğunu üzülerek görüyoruz.
Çevrenin korunması, çevre problemlerinin önlenmesi, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın daha güzel ve sağlıklı bir çevrede yaşamasının sağlanması, onların çevre konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi ile mümkün olacaktır.
Kamu kurum ve kuruluşlarından eğitim kurumlarına, özel sektörden sivil toplum örgütlerine, medyadan tek tek bireylere kadar herkese çevre bilincinin oluşturulması ve korunması konusunda büyük görev ve sorumluluk düşüyor.
Çevre, insan ve tabiat varlıklarının birbirleriyle entegre olduğu unutulmamalı. Birisinin kirlenmesi ya da yok olması tüm dünyayı etkileyecektir. Bu noktadan hareketle tabiatın korunması, tahribatının engellenmesi, 321 km uzunluğunda sahil şeridine sahip olan Mersin’imizin kumsalları yeşil alanlarının korunması ve artırılması, bu konuda kamuoyunun bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Mersin’den başlayarak önce ülkemizi sonra tüm dünyayı daha güzel yarınlara taşımak istiyorsak hepimiz üzerimize düşeni yapalım.
5 Haziran Dünya Çevre Gününüz kutlu olsun.