Mersin Vatan Gazetesi
HV
23 NİSAN Salı 16:45

Toptancılar yönünü üretime çevirdi

Yerel marketlerin ulusal zincir marketlerle mücadele edemeyerek kapatmak zorunda kalması, paralelinde yerel marketleri ürün tedarikçisi toptan gıda satıcılarını da olumsuz etkiledi. Firmalarını kapatmak ya da sektör değiştirmek durumunda kalan toptancılar varlıklarını sürdürebilmek adına üretime başlamak istiyor.

GÜNCEL
Giriş Tarihi : 20-11-2017 09:51   Güncelleme : 20-11-2017 09:51
Toptancılar yönünü üretime çevirdi

 Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Başkanı Yusuf Öztürk, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak komitelerin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ulusal ve discount marketlerin sayısının her geçen gün artmasının sektörü zorladığını bildiren Öztürk, yerel marketlerin ayakta kalmakta zorlandığını, bu durumun toptan gıda satıcılarını da olumsuz etkilediğini söyledi. Toptan gıdacıların çareyi üretime yönelmekte bulduğunu belirten Öztürk, ancak mevcut toptancılar sitesinin ağırlıklı olarak depolamaya uygun olması nedeniyle üretim yapmakta zorlandıklarını bildirdi. Komite olarak, üretime de uygun yeni bir site üzerinde çalıştıklarını bildiren Öztürk, 60 dönüme yakın yeni bir arazi üzerinde çalıştıklarını, bu alanın temini için Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Belediyesi ile temasta olduklarını anlattı. Yer sorununu çözebilmeleri halinde hemen kooperatifleşerek üst yapı çalışmalarına başlayabileceklerini kaydeden Öztürk, “Biz toptancılar olarak bu yatırıma hazırız. Yeter ki yer sorunumuz çözülsün” diye konuştu. Markalaşmak istediklerini ve marketlere de kendi markalarını satmak istediklerini belirten Öztürk, Mersin’in ihracat bölgesi olması nedeniyle akla gelebilecek her türlü gıdanın üretimi için uygun bir yer olduğuna dikkat çekti. Böylesi yatırımların istihdamı da olumlu etkileyeceğine değinen Öztürk, “Üretim demek daha çok personel demek. Bu sayede işsizlik sorununa da bir ölçüde de olsa katkı sağlama hedefindeyiz” ifadelerini kullandı.

 

“Yalnız sermayesi güçlü toptancı ayakta kalabilir”

Toptancıların günümüz ekonomik koşullarında üretici ile perakendeci kıskacında sıkışıp kaldığını dile getiren Yusuf Öztürk, özellikle vade farklarından kaynaklı sıkıntılar yaşandığını anlattı. Öztürk şunları söyledi:

“Toptancı üreticiden 30 gün vadeyle aldığı ürünü perakendeciye 100-120 günlük vadelerle satabiliyor. Bu süre zarfında oluşan nakit ihtiyacını ise bankalarla kapatma yoluna giderek sıkıntı yaşıyor.”

Bu sorunun yaklaşık 10 yıl önce başladığına değinen Öztürk, bugün Mersin’deki toptancının yarısına yakınının ya kapatmak zorunda kaldığını ya da iflas ettiğini bildirdi. Öztürk, “Şartların böyle devam etmesi halinde yalnızca sermayesi güçlü, büyük toptancılar ayakta kalabilecek” değerlendirmesini yaptı.

Komite bünyesinde 652 kayıtlı üye bulunduğunu ve irili ufaklı çeşitli gıda ürünleri üretimi ile pazarlamasını gerçekleştiren firmaların faaliyet gösterdiğini açıklayan Yusuf Öztürk, “Mersin bir liman kenti olması, dış ticaret potansiyelinin güçlü olması nedeniyle gıda firmaları açısından önemli bir kent” dedi. Komite üyeleri arasında Türkiye’nin ithalat ve ihracatında üst sıralarda yer alan gıda firmaları bulunduğunu dile getiren Öztürk, yurtdışındaki öncelikli pazarların ise ağırlıklı olarak Irak, Suriye, Mısır gibi Arap ülkeleri olduğunu anlattı. Ancak son dönemlerde Ortadoğu’da yaşanan sıkıntılar nedeniyle bu alandaki ihracatta da düşüş yaşandığını kaydeden Öztürk, BM Yardım Kuruluşları’na ürün veren ihracatçılar dışındaki gıda firmalarının ihracatında ciddi sıkıntılar oluştuğunu açıkladı. Farklı pazarlara açılma noktasında ise girdi maliyetlerinin yüksekliğiyle karşılaştıklarını belirten Öztürk, “Ülkemizde işçilik, enerji gibi girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle üyelerimizin yurtdışındaki rakipleriyle rekabet şansları da azalıyor. Ancak tüm bu zorluklara rağmen üretim bizim çıkış kapımız. Bu alandaki çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız” ifadelerini kullandı.

 

“Girdi maliyetlerinin yüksekliği bir diğer sorun”

Sektörün son dönemlerde önemli sorunlar yaşadığını anlatan Yusuf Öztürk, bunlar arasında girdi maliyetlerinin yüksekliğinin önemli yer tuttuğunu dile getirdi. Üreticiler gibi toptancıların da girdi maliyetlerinin yüksekliğinden şikayetçi olduğuna dikkat çeken Öztürk, toptan satışlarda maliyetin büyük bölümünü lojistik giderlerin oluşturduğunu anlattı. Toptancıların fabrikalardan yüzde 15 kazanç planlayarak ürün satın aldığını dile getiren Öztürk, ancak mazot giderlerindeki artış, sigorta giderleri gibi yükselen girdi maliyetleri nedeniyle yüzde 10-12 arası kayıp yaşandığını ve kalan yüzde 3 kar marjı ile de ayakta kalmanın zor olduğunu söyledi. Karlılığı artırmak adına masrafların kısılabileceği bir alanın bulunmadığını da bildiren Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüksek girdi maliyetlerine vade farkları arasındaki uyumsuzluk da eklenince sermayesi zayıflayan toptancılar çareyi bankalara gitmekte buluyor ve bu durumda bir ortakları da bankalar olmaya başlıyor. Sermayesi zayıflayan toptancı peşin para ile mamul alamayınca uygun fiyatla alım da yapamıyor ve doğal olarak satış rakamları yükseliyor. Toptancılar kar marjlarının düşmesi nedeniyle artık distribütörlük yapamaz duruma geldi. Mersin’de fabrikalardan mamulü alıp satan firma kalmadı diyebiliriz. Çünkü lojistikte kar marjı yetmiyor, masraflar çok ağır. Eskiden esnaf bayilik almak için birbiriyle yarışırdı, fabrikalara yüksek teminatlar verilirdi şimdi ise tam tersi fabrikalar kendisine hizmet edecek firma arıyor ancak bulamıyor.”

Öte yandan ulusal zincir marketlerin yayılmaya başlamasıyla birlikte Mersin’de yerel perakende sektörünün zayıflamasının da toptancıları sıkıntıya soktuğunu açıklayan Yusuf Öztürk, “Biz yerel toptancılar olarak ulusal firmalara ürün veremiyoruz. Ancak yerel esnaf ürünlerimizi alabilir. Son yıllarda ise ulusal marketler çok güçlenince yerel esnaf oldukça yıprandı ve alım gücü düştü. Bu durum paralelinde bizi de olumsuz etkiliyor, satışlarımız düşüyor” dedi.

 

“Piyasa boşluk kabul etmez”

Yeni dünya düzeninde sektörlerde kuralların değiştiğini, bu kurallara uyum sağlayabilenlerin ayakta kaldığını vurgulayan Öztürk, şunları söyledi:

“Yalnızca değişen dünyada kuralları değil, tüm dünya ve paralelinde Türkiye’nin zor bir ekonomik süreçten geçmesi de yaşanan sıkıntılarda önemli rol oynadı. Bu dönemde perakende sektörü yatırımcıların kendi işletme sermayeleriyle yollarına devam etmesi çok önemliyken, bunu yapmayıp aşırı borçlandılar. Şahsi hatalar da buna eklenince sorun daha da büyüdü. Nedir bu şahsi hatalar? Örneğin kontrol altında tutulamayacak kadar çok şube açıldı. Dövizle borçlanma yoluna gidildi. İflaslar da kaçınılmaz oldu. Bu sıkıntı önce yatırımcıyı ve yanında çalışanları olumsuz etkiledi ama beraberinde 3’üncü, 4’üncü şahısları da bataklığın içine sürüklemeye başladı.”

Yerel zincir marketlerde yaşanan boşlukları ulusal marketlerin vakit kaybetmeden doldurduğuna değinen Öztürk, “Piyasa boşluk kabul etmez. Ulusal zincir marketler boşluğu isabetli ve günün şartlarına göre dolduruyor. Piyasa şartlarını çok iyi takip edip az masrafla çok iş yapıyor ve iyi hizmet veriyorlar” dedi. Ancak ulusaldaki gelişimin yerele katkı sağlamadığını, yaşanan sıkıntıların bu işin duayeni olan yerel toptan gıdacıların itibarını zedelediğini vurgulayan Öztürk, Mersin ve Adana’ya güveni azalttığına da dikkat çekti.

ismail USTAismail USTA

Mersin Vatan Haber Müdürü