Mesut Bilir' den Eleştirilere Cevap

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, 92 yıllık şanlı bir geçmişe sahip olan Mersin İdmanyurdu Spor Kulübü’nün bir başkanına böylesi nefret söylemleri ve iftiralar yakışmamaktadır. Kulüp tarihi boyunca bu tarz nefret söylemlerini, iftiraları ve hakaretleri kulüp başkanını bir tarafa bırakın, bir yönetici dahi kullanmamış, Başkanlık ve Yöneticilik bu kadar ayaklar altına alınmamıştır.

Kulübü getirdikleri durumu görmezden gelerek kendi başarısızlıklarının ve ayak oyunlarının üstünü örtmek isteyen bu kişiler, bu tarz iftira, yalan ve nefret söylemleri ile algı operasyonu yapmaya çalışmaktadır. Şahsım adına, yıllardır Mersin İdmanyurdu’na ve kent sporuna vermiş olduğum destek, emek ve katkı, kentin ileri gelen yöneticileri ve spor adamları tarafından iyi bilinmektedir. Halen yürütmekte olduğum Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği Başkanlığı’nı da aynı bilinçle yürütmekteyim.

Mahmut Karak’ın şahsımı Mersin İdmanyurdu’nun ‘KİRLİ LEKESİ’ olarak ilan etmesini, yalan ve iftira odaklı açıklamalarını ıspat etmeye davet ediyorum. Benim Hakan Kutlu’yu, Mesut Bakkal’ı, Giray Bulak’ı, Bülent Korkmaz’ı, İbrahim Önenç’i, İzzet Karakulak’ı, Hakan Çobanoğlu’nu ve Önder Engin’i kulübe getirdiğimi iddia eden Mahmut Karak, açıp hangi tarihlerde ve hangi görev ile kulüpte çalıştığıma baksaydı keşke. 2014 Aralık ayında Genel Koordinatör olarak sözleşme imzaladığım Mersin İdmanyurdu’ndan 2015 Aralık ayında görevime son verilmesi sonucu ayrıldım. Bu süre zarfında sadece teknik direktör olarak Rıza Çalımbay, Mesut Bakkal ve Bülent Korkmaz ile çalışma imkanım oldu. Daha önce de bu 3 isimle ne bir tanışıklığım ne de bir selamlaşmam olmuştur. Kaldı ki çalıştığım dönem içerisinde kulübün mevcuttaki Transfer Yasağı sebebiyle ne bir futbolcu gelmiş, ne de bir transfer gerçekleşmiştir. Benim 1 futbolcuyu yada 1 teknik direktörü kulübe transfer ettiğimi iddia edenler bu iddialarını kanıtlamazlar ise NAMERTTİRLER.

Şunu da Mahmut Karak iyi bilir; Kulüp Başkanlarından Hüseyin Çalışkan’ın Ali Tekin’e görevi devretmesi sonucu göreve gelen Sayın Tekin, şahsıma Genel Koordinatörlük teklifinde bulunmuştur. Dönemin yöneticileri Serhan Antalyalı ve Hasan Hüseyin İpek de buna şahittir. Başkan Ali Tekin’in ısrarlarına rağmen, haklı gerekçelerimi sunarak görevi kabul etmedim. Mahmut Karak ile tanışmam da, Başkanlığını yaptığım TÜFAD’da bize yardımcı olan Mersin İdmanyurdu’nun alt yapısında çalışan Murat Ebe’nin görevine son verilmesi sonrası olmuştur. Alt Yapı Koordinatörü Mahmut Altınbakır’ı arayarak eğer Ebe’nin işinin son verilmesine neden şahsım ise hemen TÜFAD Başkanlığı’nı bırakacağımı söyledim. Bunun üzerine 1 gün sonra 9 Aralık 2016 tarihinde Büyükşehir Belediyesi Spor Daire Başkanlığı’nda görevli olan Spor Müdürü Vedat Yüksel beni arayarak o dönem As Başkan olan Mahmut Karak’ın benimle görüşmek istediğini söyledi. Bende yurt dışına çıkacağım sebebiyle görüşemeyeceğimi söylememe rağmen ısrarla sayın Karak’ın benimle görüşmek istediğini yineledi. Bunun üzerine Vedat Yüksel’in odasında buluştuk. Odada Harun Aslan adında bir gazeteci, Mahmut Karak, Dönemin Yöneticisi Muharrem Çağatay ve Vedat Yüksel vardı. Ordaki görüşmeye tanık olanlar benim Ali Kahramanlı ile kendilerinin arasını bulmam ile ilgili bir muhabbetin geçmediğine şahittirler. Ali Kahramanlı konusunu Karak kendisi açmıştır. Kahramanlı ile ilgili ellerinde dosyalar olduğunu bana söylemiş, bende kendisine eğer konu ile ilgili bir suç varsa kendilerinin savcılığa gitmesi gerektiğini belirttim. Karak’ın bu iddiası kesinlikle iftiradır. Bunu da kanıtlamaz ise NAMERTTİR.

Sayın Karak ile ikinci ve son bir görüşmem 29 Ocak 2016 tarihinde olmuştur. Görüşmek için arayan yine kendisidir. Kendisi ile Kulüp Yöneticisi olan bir kişinin tatlıcı dükkanında bir görüşmem olmuştur. CEO Haluk Halaçoğlu ve Mahmut Altınbakır da aynı mekandaydılar. Mahmut Karak bana Ali Kahramanlı’nın çok iyi bir adam olduğunu, kendilerine Kahramanlı’yı yanlış tanıttıklarını, kendisini yönetim olarak ziyaret ettiklerini, ziyaret sonrası Ali Kahramanlı ile samimi bir ortam oluşturduklarını bana anlattı. Bu görüşmede de Ali Kahramanlı ile kendileri arasında bir arabuluculuk yapma teklifim olmamıştır. Halaçoğlu ve Altınbakır buna şahitittir. Sayın Karak bunu da kanıtlamaz ise NAMERTTİR.

Sayın Karak açıklamasında benim, Türkiye Futbol Federasyonu’ndan kulüp ile ilgili belgeler alıp basına ve ‘ÇAKAL’ diye tabir ettiği bazı kişilere servis ettiğimi iddia etmiştir. Kulüp Başkanlığı yapan Karak şunu iyi bilmelidir ki, Kulüp resmi yazısı olmadan TFF’den bir evrak almak mümkün değildir. Kime hangi belgeyi verdiğimi ıspatlamak zorundadır. Ispatlamayan NAMERTTİR.

Mahmut Karak ayrıca kulübü ‘hiç utanmadan’ Bülent Korkmaz’a sattığımı iddia etmiştir. Sahte İmza meselesi ile ilgili de konuyu bilmeden yaptığı açıklama yalan ve iftiradan başka birşey değildir. Konuya sebep olan sahti imza Bülent Korkmaz adına atılmamış, kulüp yöneticisi Adem Serin adına başka bir kişitarafından atılmış olup, Adem Serin’in konu ile ilgili 4 Ocak 2016 tarihinde ulusal medyada açıklamaları mevcuttur. Bu konu o dönem yerel ve ulusal kanallarda da geniş bir şekilde yer almıştır. Şuda bilinmelidir ki bu olaylar yaşanırken benim Mersin İdmanyurdu Kulübünde hiçbir görevim ve benim ile ilgili hiçbir bağlantısı yoktur. Benim ile ilgili bir durum olupta bunu ıspatlamayan NAMERTTİR.

Sonuç olarak, hem Ali Tekin dönemindeki As Başkanlığı, Hem de Ali Tekin sonrası Kulüp Başkanlığı döneminde yaptığı açıklamalar ile sürekli kendisi ile çelişen, taraftara, gazetecilere, eski yöneticilere, kulübün mevcut futbolcularına sürekli olarak iftira atan, yalan söylemler ile kamuoyunun önüne atan Mahmut Karak, iddia ettiği tüm iddialarını ıspat etmekle hükümlüdür. Konu ile ilgili avukatlarım tarafından Mahmut Karak hakkımı adalet ve hukuk önünde arayacağımı ve adli süreci başlattığımı bilmelidir.

KAMUOYUNA DUYURULUR…